Osman Şenher’den Galatasaraylı isme eleştiri! ‘Kemerburgaz’da bile tutmamak lazım’

Süper Lig’in 13. haftasında Galatasaray, Gençlerbirliği ile karşı karşıya geldi. Mücadelede 1-0 geriye düşen sarı-kırmızılılar sahada 3-2 galip ayrılmayı başardı. 

Milliyet Gazetesi yazarları maçın ardından karşılaşmayı değerlendirdi. 

Galatasaray zoru başardı / Osman Şenher

Milli aralar Galatasaray’daki düzeni bozuyor. Sakatlıklar, uzun yolculuklar… Futbolcular hırpalanınca bunun da faturasını bir türlü ödüyorsun. Düşünebiliyor musunuz; teknik adam Lemina’yı, Singo’yu ilk 11’e koyuyor, ikisi de sakatlanıp maçı tamamlayamıyor.

İlk yarı Gençlerbirliği karşısında zaten takım da oyuna konsantre olamadı, üstüne bir de bu iki sakatlık gelince moralleri de aşağıya çekti, defansın akıl almaz hatasıyla bir de gol yediler, buna rağmen ikinci yarı toparlanıp maçı kazanıp 3 puanı almak başarıdır. Ama bundan sonraki Union St Gilloise, Fenerbahçe, Samsunspor ve Monaco maçları da kolay geçmeyecek.

Okan Buruk’un kulübesinde futbolcu kalmadı. Salı günü Şampiyonlar Ligi maçına bile doğru dürüst bir 11 hazırlayabileceğini düşünmüyorum. Hiç olmazsa Osimhen geldiğinde gol yollarında biraz toparlanırlar.

‘GİTMEK İSTİYORUM MODUNDAYDI’

Dün geceki maçta Kazımcan sol bekte çok başarılı oldu ve bundan sonra Eren’in de yokluğunda artık devamlı kadronun içinde olur, bunu hak eden bir futbol oynadı. Yusuf Demir ‘Ben Galatasaray’dan gitmek istiyorum’ modundaydı. Böyle bir futbolcuyu Kemerburgaz’da bile tutmamak lazım. Arkadaşlarının bile dengesini bozar. En büyük hayal kırıklığını da kaleci Günay için yaşadım. Çok beğendiğim bir kalecidir ama herhalde maç eksikliğinden olsa gerek bu karşılaşmada büyük hatalar yaptı.

Icardi için öyle deniyor, böyle deniyor; kabul ama adam santrfor ve golcü. Osimhen’in olmadığı maçlarda ya da son 30 dakikalarda rakip defansı resmen hırpalayıp dövüyor, eksiltiyor. Adamın gol kokusu alması ayrı bir beceri işi. Kazımcan’ın pasında o golü ondan başkası atamaz. Sara da hayal kırıklığı. Beklenti büyük ama yaptığı ne etkili bir orta var ne de pas ne de şut çekebiliyor. Dilerim Lemina’nın sakatlığı uzun sürmez. Bu sezon biz Brezilyalı futbolcudan patlama beklerken, o ise sallanıyor. Sane Alman Milli Takımı’nda harikalar yarattığı iki maç oynadı ve geldi. Gençlerbirliği karşısında her aldığı topu ezdi, dün gece o da milli ara yorgunuydu.

Bu kadar handikapa rağmen sarı-kırmızılılar üç puanı alabildiyse bu çok büyük bir moral. Volkan Demirel’in hakkını yemeyelim. Ankara ekibinin havası değişmiş. Koşuyor, basıyor, Cim Bom’un defansı da gününde olmayınca ev sahibi ekibi epey zorlayıp tehlikeler yarattılar.

Son sözüm de maçın hakemine… Ozan Ergün iyi niyetle müsabakayı yönetti, Sallai’ye gösterdiği kırmızı karta da bir şey demiyorum ama Macar oyuncunun kendisine yapılan bir hareket var ki, kaval kemiğine rakip kramponun tabanıyla bastı. Bu pozisyona kırmızı kart göstermedi. Genç hakemsin, kötü de yönetmiyorsun ama futbolcunun sağlığını sahada sen düşünmek mecburiyetindesin. Burada VAR hakeminin de sorumluluğu var. Böyle VAR hakemleri olursa baş hakem de kırmızı kartını çıkarmaya korkar.

Artılar ve Eksiler / Tolga Ersarı

Gençlerbirliği maçı öncesinde Galatasaray’ın en büyük handikabı eksik futbolculardı. İlk on birin önemli oyuncularını da içeren bu eksiklere rağmen karşılaşmaya çok iyi başladı sarı- kırmızılılar. Fakat henüz 15. dakikada Lemina’nın da sakatlanıp çıkmak zorunda kalması hem morallerin hem de oyun düzeninin bozulmasına neden oldu Galatasaray’da. Lemina’nın yerine sahaya sürülen Yusuf Demir hiç etkili olamadığı gibi Cim Bom’un orta sahası da büyük zafiyet yaşadı.

Her şeye rağmen Gençlerbirliği’nin golü bulduğu 22. dakikaya kadar birçok gol fırsatı yakaladı Galatasaray ancak bunları değerlendiremedi. Ardından da kendisi açısından yine skandal boyutunda bir defans hatası ile yenik duruma düştü. Golde hatası bulunan Davinson Sanchez bir form geriliği yaşıyor. En kısa sürede kendisini toparlaması lazım.

Bu golden sonra gittikçe daha kötü bir görüntü sergileyen ve 40. dakikada Singo’yu da kaybeden Galatasaray, Icardi’nin oyuna girmesiyle birlikte büyük bir ivme kazandı. İkinci yarının başında İlkay Gündoğan’ın da oyuna dâhil olmasıyla iyice hareketlenen sarı- kırmızılılar, müthiş bir reaksiyon göstererek önemli bir geri dönüşe imza attılar. Ancak futbol asla rehavet kabul etmez. Nitekim skor 3-1 iken yine büyük bir hata sonucunda yenilen ikinci gol, Galatasaray’ın son bölümü stres altında geçirmesine neden oldu.

Gençlerbirliği, maçın başında çok baskı yedi. Bu bölümü hasarsız geçen kırmızı karalar, duran toptan 1-0 öne geçmeyi başardılar. Sonrasında iyi bir Gençlerbirliği izledik. İkinci yarının başında Tongya ile arka arkaya iki pozisyondan yararlanamadılar. Kısa bir süre sonra da Galatasaray’ın beraberlik golü geldi ve sarı- kırmızılılar, yakaladıkları ivme ile üç puana ulaştılar. Gençlerbirliği, futbolumuz için önemli bir kulüp. Volkan Demirel ile bekledikleri başarıya ulaşabilecekler mi, bekleyip göreceğiz.

Şimdi gelelim artılara ve eksilere… İki haftada kaybedilen beş puan ve bu kadar eksik oyuncuya rağmen geriden gelerek kazanmak bir artı. Ama Fenerbahçe derbisi öncesinde eksik oyuncu kervanına Lemina ve Singo’nun sakatlık, Sallai’nin de kırmızı karttan dolayı eklenmesi büyük bir eksi. Tabii Sallai dışındaki isimler açısından düşünülmesi gereken bir de Salı akşamı oynanacak Union Saint-Gilloise maçı var.

Bir diğer artı, Barış Alper Yılmaz. Karşılaşmayı bir gol, bir asistle tamamlayan Barış Alper; sezon başındaki o iyi haline tam olarak geri dönmüş bir görüntü sergiledi. Tartışmasız bir biçimde maçın oyuncusu olan Barış Alper Yılmaz’ın bu muhteşem dönüşü, Galatasaray açısından çok önemli.

Aynı muhteşem dönüşü sergileyen bir diğer oyuncu da Icardi. Her türlü eleştiriye rağmen oyuna girdikten sonra büyük bir fark yaratan Arjantinli golcü, İlkay Gündoğan’la birlikte maçın çevrilmesinde büyük rol oynadı. Golle dönmesi ve bunun yanında etkili futbolu hem kendisi hem de Galatasaray için pek çok açıdan büyük önem taşıyor. Benzer şekilde İlkay’ın da golle dönmesi önemli.

Gelgelelim bu anlamda en büyük övgüyü Kazımcan Karataş’a yapmak gerekir. Genç futbolcu, tam 655 gün aradan sonra giydiği Galatasaray formasıyla harika bir performansa imza attı ve etkili futbolunu, takımı için son derece kritik olan birinci goldeki asistiyle süsledi. Kazımcan; çalışmanın, azmetmenin ne demek olduğunu herkese gösterdi. Sahaya tam anlamıyla ruhunu koydu. Kendisiyle benzer durumda olan ve 15. dakikada Lemina’nın sakatlanmasıyla şans bulan Yusuf Demir’in halini görünce Kazımcan’ın performansının ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılıyor. Bununla birlikte Kazımcan’ın, kafasına gelen toptan dolayı yerde yatan Thalisson’a yaptığı müdahale yanlıştı.

Davinson Sanchez’in son zamanlarda artan hataları ve Galatasaray’ın defansif zafiyeti ile yenilen hatalı golleri de eksilere eklediğimizi hatırlatalım.

Gecenin en büyük eksisi ise başta Ozan Ergün ve VAR’daki Bülent Birincioğlu olmak üzere hakemlere! Ozan Ergün zaten sahada var mı yok mu belli değildi. Dördüncü hakem ve yardımcı hakemler de ona eşlik ettiler. Karar vermeyen bir hakem olur mu? Maalesef bizim futbolumuzda çok var. Bu maçta da Ozan Ergün, iki takım adına da çoğu yerde düdük çalmak yerine oyunu sürdürdü. Bunun dışında hatalı kararlar ve yanlış kalkan bayraklar da cabası. Ama maça damga vuran, Gençlerbirliği futbolcusu Göktan Gürpüz’ün Sallai’ye yaptığı sert hareket sonrasında çıkmayan kırmızı karttı. VAR neden müdahale etmedi, onu da anlamak mümkün değil. VAR, Sallai’nin gördüğü kırmızı kartta doğru bir şekilde müdahale etti. Peki, neden aynı maçta benzer iki pozisyonda standart sağlanamıyor? Futbolumuzdaki hakem probleminin giderek büyüdüğünü üzülerek izlemeye devam ediyoruz…

Author: admin