
Milli ara öncesi Antalya’da kazanan Beşiktaş evinde güçlü rakibi Samsunspor’a puan kaptırdı. Cengiz Ünder’in penaltısıyla üstünlüğü yakalayan Kartal, Cherif Ndiaye’nin golüne engel olamadı, haftalardır üzdüğü taraftarına bir şok daha yaşatırken, zirvenin 11 puan uzağında kaldı.
Kartal bu sezon öne geçtiği beşinci maçtan puan kaybıyla ayrıldı. Bu maçlarda Gençlerbirliği’ne 2-1, Fenerbahçe’ye 3-2 mağlup olan Beşiktaş, Galatasaray ve Kasımpaşa ile 1-1 berabere kalmıştı. Siyah-beyazlılar dün de Samsunspor karşısında Cengiz’in penaltısıyla üstünlüğü yakaladı ama Ndiaye’yi durduramadı. Kartal söz konusu 5 maçta tam 12 puan bıraktı.
Mücadele sonrası spor yazarları Beşiktaş’ın futbolunu değerlendirdi.
ATTİLA GÖKÇE: BEŞİKTAŞ 10 KİŞİ (MİLLİYET)
Gönülden, candan, can-ı yürekten hepsi de 90 dakika boyunca mertçe, yiğitçe mücadele etti. Hayır, 1 değil, 2 takımdan söz ediyoruz.. Maçın farklı bölümlerinde üstünlük sağladılar, kazanmayı çok istediler ama olmadı! Rekabetin kızıştığı anlarda savunma ve hücum aksiyonlarının iç-içe girdiği öyle pozisyonlara tanık olduk ki, tabela dışındaki masum oyun adına her iki takımı da doya doya alkışladık.
Hadi, biraz da bireysel ayrıntılara girelim. Beşiktaş o koca maçı 10 kişi ile oynadı, desek yeridir. Tammy Abraham, 70 dakikada 24 kez topla buluştu. Sadece 1 şutu var, 10 top kaybı yaptı. Bu kayıplarla kendi hücumlarında bile Beşiktaş savunmasını zor durumda bıraktı.

Madem merak ediyorsunuz, Abraham’ın gol beklentisini de verelim: Yüzde 0,04… Hadi Türkçesini de söyleyelim: Sadece sıfır (0)!..
Abraham ayağına atılan topları fark etmedi. Ayağındakileri de 1 metreden fazla açarak rakibine ikram etti. Beşiktaş’ın 2-3 kişiyle rakip ceza alanına girdiği pozisyonlarda bile ikinci bölgede kaldığını gördük, hayret yani!
Her şeye rağmen Sergen Yalçın’ın takımında bir onur mücadelesinin rüzgarı esiyordu. Bunu takdir ettik.
Takdir ölçümüze Teknik Direktör Reis’le devam edelim: Dolmabahçe’de Süper Lig ve UEFA Konferans Ligi’nin çok kaliteli bir konuğu izledik. Savunmadakiler disiplinliydi. Antoine Makombou geri dörtlü ile orta alan arasında mekik gibi çalıştı. Emre Kılınç, Carlo Holse, Eyüp Aydın, Antonio Musaba ve golü atan Cherif Ndiaye, tempoyu düşürmediler. Beşiktaş bastırırken savunmacı oldular. Pres yaparak başarılı geçişler gösterdiler. Çok adamlı, çok hızlı, çok paslı oyunlarıyla Beşiktaş savunmasını sıkıntıya soktular.
Bu beraberlik Samsunspor’a yaradı. Aradaki üç puanlık farkı korudular. Zirveye yakın durmak için ellerinden geleni yaptılar. Bu arada… Takımda Rafa Silva sorunundan dolayı negatif bir etkilenme gördünüz mü? Hayır, ben görmedim.
Cengiz Ünder de dramatik bir gün yaşadı. Borevkovic’in Bilal Toure’ye yaptığı penaltıyı ustaca kullanıp takımını rahatlattı. Dokuz dakika sonra da geri pas yerine (!) Ndiaye’ye asist (!) yaptı. Üzülme be Cengiz, sen çok lazımsın daha.

CEM DİZDAR: SORUNA SUSUP SONUCA SİNİRLENMEK (FANATİK)
Epeydir Beşiktaş maçlarının ilk yarılarında beklentiyi düşük tuttuğum için ‘’olamayıp bitemeyenler’’e de şaşırmıyorum. Ne bireysel beceri ne organize hücumlar açısından ev sahibi koca devre boyunca neredeyse hiçbir şey yapamadı. Sorulabilir, ‘’Rafa Silva’nın yokluğunda daha fazlası beklenir mi?’’ Evet, beklenir ya da beklenmeli. Ne yaptığını bilen Samsun sınırlı sayıdaki hücumlarında Anthony Musaba ile Cherif Ndiaye’ye ulaştı ama iki pozisyonda da bahis operasyonlarının haklı öfkelisi Ersin Destanoğlu’nu geçemediler. Dahasında da pek bir şey olmadı. Sadece VAR’dan manasız bir ‘‘inceleme çağrısı!’’ Beşiktaş’ın vasat bir başlangıç yaptığı ikinci devrenin ilk pozisyonu penaltı olunca tabela değişti ama uzun süre böyle kalacak gibi de görünmüyordu. Nihayet Cengiz’in geri pasında Ndiaye golü attı ve Samsun yavaş yavaş oyuna hükmetmeye başladı. Sergen Yalçın çareyi değişliklerde gördüyse de gerek fiziksel gerek oyun donanımı açısından Beşiktaş’ın takım olarak yolunun çok uzun olduğu aşikar.
YÖNETİM İSTİFA DEMEKLE…
Maç bitimi ‘‘kaleci kurtarış istatistiği’’ herşeyi değilse de çok şey anlatıyordu Beşiktaş açısından: 5/1. Şimdiye değin bu tip bazı maçları Rafa Silva gibi daha çok marifete dayalı çözdüler ama marifetin gösterilemediği maçlarda işin içinden çıkmak kolay görünmüyor. ‘’Yetenekli oyuncu’’ya yaslanarak ilerlerken aynı zamanda bir kaç farklı oyunu da inşa etmek de gerekiyor. Kuşkusuz ki bu durum takımı yarı yolda alan Sergen Yalçın ve ekibini tek başına üstlenecekleri bir durum değil ancak iyileşmeye dair işaretleri de göstermek gerekiyor. Lakin çözümlere oyundan çıkan oyuncuları ıslıklamak ya da ‘’Yönetim istifa’’ demekle de ulaşılamıyor. Yıllardır görünen sorunlara en başta sessiz kalıp sonuçlara öfkelenmek! İşte bütün mesele burada…

TUNÇ KAYACI: NİYET İYİ KALİTE YETERSİZ (FANATİK)
Beşiktaş, Rafa Silva kriziyle geçirdiği milli maç maç arasından sonra evinde Samsunspor gibi zorlu bir rakibi misafir etti. Aslında Samsunspor başkanı Yüksel Yıldırım’ın verdiği demeçleri bir motivasyon objesi gibi kullanan Sergen Yalçın oyuncularını eksiklere rağmen 3 puana şartlandırmıştı. Beşiktaş’ta eksikler olduğu gibi Samsunspor’da önemli isimlerden yoksundu. İlk 20 dakikada belirgin bir Samsunspor üstünlüğü altında geçen maçta Karadeniz ekibi iki gol pozisyonu yakaladı ancak kalede Ersin önemli kurtarışlar yaparak gole geçit vermedi. Sonrasında baskıyı kuran ve rakibine karşı dominant bir futbol oynayan Beşiktaş, etkili gözükse de aradığı golü bulamadı.
3 PUANA SAMSUN YAKINDI
İkinci yarısı iki takımın da 3 puan isteği oyunu heyecan olarak da güzelleştirdi. Cengiz’in penaltı golüyle öne geçen Beşiktaş yine Cengiz’in hatalı geri pasıyla gelişen pozisyon da kalesinde beraberlik golünü gördü. Dün gece şunu çok net gördük ki Beşiktaş iyi niyetle çabalıyor ama takım kalitesi yeterli olmadığı için zorlanıyor. Samsunspor gibi kompakt bir rakip karşısında alınan beraberlik iyi bir sonuç olarak algılanmalı. Açıkcası 3 puana hangi takım daha yakındı derseniz Samsunspor derim. Özellikle kalede Ersin ve savunmada Paulista’nın başarılı performansı sayesinde Beşiktaş dün evinde kaybetmedi. Samsunspor gerçekten giren oyuncusuyla çıkan oyuncusuyla planlı bir takım görünümü içindeydi ve hak ettiği bir sonuçla evine döndü. Beşiktaş için özetle şunu söyleyebilirim Sergen Yalçın’ın bu takımı ayağa kaldırmak ve yarışın içine sokabilmek için işi çok kolay değil.
